BLOG

Geri

0 Diyafram Nefesinin Psikolojik Etkileri

  • by Erdem Serhan Şide
  • 30-05-2020

Şan eğitimi dendiğinde akla gelen ilk unsurlardan biri diyafram nefesidir. Nasıl alınacağı, nasıl kullanılacağı detayı detayına tarif edilir de nedenleri anlatılmaz öğrenciye. Ben bugün bu eksikliği az da olsa giderebilmek adına sizlere diyafram nefesinin psikolojik etkilerinden bahsedeceğim. Teknik sebeplerden bahsetmeyeceğim. Sadece psikolojik sebepler yüzünden bile öğrenmek için gösterilecek çabaya değeceğini düşünmekteyim.
            Öncelikle iki çeşit nefesten bahsetmekte fayda var. Birincisi göğüs nefesi… Günlük hayatta daha sık kullandığımız, göğsün üst kısmına alınan, sık aralıklarla alınıp verilen, derin bir nefes aldığımızda göğsümüzün öne çıktığı ve omuzlarımızın kalktığı nefestir. Diyafram nefesi ise en çok yatar pozisyondayken kullandığımız, ciğerlerimizin alt kısmına alınan, derin bir nefes aldığımızda yalnızca karın bölgemizin şiştiği, omuzların oynamadığı ve ciğer kapasitemizi daha etkin kullandığımız bir nefestir.
            Yapılan araştırmalara göre eski çağlarda, yani insanlar daha henüz mağaralarda yaşarken, günlük hayatta doğal olarak kullandıkları nefes diyafram nefesiydi. Daha uzun aralıklarla ve her defasında günümüzdekine göre daha fazla hava alınır ve daha uzun bir sürede boşaltılırdı. Bu sayede ciğer kapasitesinden maksimum düzeyde faydalanılırdı. Yani görüyoruz ki aslında yaratılışımıza uygun olan nefes tipi diyafram nefesidir. Yalnız bir tehlike anında, mesela bir av esnasında veya vahşi bir hayvandan kaçarken, göğüs nefesi kullanılırdı. Buradaki sebep şudur. Her şeyden evvel vücut daha çok enerjiye ihtiyaç duyar. Bu da daha hızlı enerji yakılmasını gerekli kılar. Sık nefes alınması gerekir. Ancak hareket halinde bulunulduğu için vücudun yüklerinden olabildiğince kurtulması gereklidir. Bu yüzden gereksiz hiçbir ağırlığa tahammülümü yoktur. İşte bu ihtiyaçları gidermek için vücut nefesi ciğerin üst bölgesine alır ve hemen verir. Bu sayede daha hafif ve çevik olur. Gerekli oksijeni sağlamak için de bunu çok sık ve hızlı tekrarlar ile yapar. Nefes nefese kalmak dediğimiz durumdur. Bu durum kalp üzerinde ciddi bir baskı oluşturur, kalbin daha hızlı atmasına sebep olur ki hücrelere daha çok enerji taşınsın. Ve bu hale gelen vücut adrenalin salgılamaya başlar ve vücuttaki stres hormonları devreye girer. Tüm bu mekanizma, o tehlikeyi atlatmak için vücudun aldığı bir önlemdir. Sadece kısa süreli kullanılabilir. Bu durumun uzun sürmesi halinde vücutta bir takım yan etkiler olur. Tehlike geçtiğinde kişi yavaş yavaş yeniden normal durumuna döner.
            Buradan anlayacağınız üzere diyafram nefesi fiziksel ve ruhsal olarak kendimizi güvende hissettiğimiz zaman aldığımız bir nefestir. Olaya tam tersinden bakarsak, diyafram nefesi aldığımızda kendimizi bedenen ve ruhen güvende ve zinde hissederiz. Bu sebepledir ki uzak doğu öğretilerinde meditasyon esnasında hep diyafram nefesi öğretilir ve tavsiye edilir. Diğer yandan göğüs nefesini stres altında ve tehlikede hissettiğimiz zaman alınır. Aynı mantıkla göğüs nefesinin devamlı kullanımı kişide stresi ve güvensizlik duygusunu tetikler. Mekanizma insanın yaratılışından beri böyle kurulmuştur. İki yönlü bir etkileşim söz konusudur.
            Yıllar geçiyor, insanlık değişiyor ve günümüze geliyoruz. İçinde yaşadığımız dünyada beklentiler artıyor ve hayat zorlaşıyor. Kapitalist dünyada insan yoğun bir şekilde çalışmak zorundadır ve iş hayatının vahşi hayattan bir fakı yoktur. Hayat 24 saat yaşanıyor ve kişinin kendini rahat ve güvende hissedeceği zaman ve mekan çok kısıtlı. Çünkü ihtiyaçlar artık sadece günlük değil, geleceğe de dönük. Ve tüketimin bu denli fazla olduğu günümüzde insan her an avlanma(!), her dakika yeni bir tehlikeye karşı savunma pozisyonunda olmak zorunda hissediyor.
            İşte bu sebepledir ki vücut diyafram nefesini bırakıyor ve göğüs nefesini kullanmaya başlıyor. Sadece tehlike anında devreye sokulması gereken mekanizma, günlük hayatın bir parçası halini alıyor. Sadece uyku anında göreceli olarak rahatladığımız için doğal diyafram nefesi almaya devam ediyoruz. Günlük hayattaki bu alışkanlığımızı kaybettik ve geri kazanmak için bunun öneminin farkına varıp çaba göstermemiz gerekiyor. Sadece bebekler belli bir yaşa kadar 24 saat diyafram nefesi almaya devam ediyorlar. Oksijenin önemini bizden daha iyi bildikleri kesin. 
            Şimdi gelelim işin şarkıcılar olarak bizi ilgilendiren kısmına. Şan eğitimlerim esnasında sıklıkla vurgularım. Şarkıcılık çok psikolojik bir faaliyettir. Fiziksel olmasından daha önce psikolojiktir. Kendini iyi hissetmeyen, ruh ve beden sağlığı yerinde olmayan bir kimseden estetik bir ses çıkmasını bekleyemiyoruz. En iyi performansı ancak ruhen ve bedenen sağlıklı, kendinden emin, özgüveni yerinde bir şarkıcıdan bekleyebiliriz. Bu sebeple diyafram nefesini iyi öğrenmiş bir şarkıcı, teknik olarak kazanacağı tüm avantajların yanı sıra, çok daha önemli bir avantaja sahip oluyor. Psikolojisini iyileştirme şansı. 
            Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse aslında diyafram nefesini hayatımızda etkin kılmak için şarkıcı olmaya gerek yok. Her insanın ruhen ve bedenen buna ihtiyacı var. Ancak şarkıcılar olarak bizlerin iki kat ihtiyacımız var. Burada biz şan eğitmenlerine de çok ciddi görevler düşüyor. Bu konuda öğrenciye doğruyu gösterecek ve motive edecek olanlar bizleriz. Diyafram nefesini etkin kılmanın yollarını araştırmalı, yeni teknikler öğrenmeli ve bunları öğrencinin düzenli bir şekilde kullanabilmesini sağlamalıyız. Ve en güzel örneğin kendimiz olduğunu unutmadan, biz de düzenli olarak bu çalışmaları yapmaya devam etmeli ve diyafram nefesini içselleştirmeliyiz. Hepinize bol oksijenli ve huzurlu bir yaşam dilerim.


⁣şan dersi, şan eğitimi, şan kursu, müzik kursu, ses eğitimi, müzik akademisi, ses eğitimi, diksiyon, diksiyon kursu, diksiyon dersi, diksiyon eğitimi, şan eğitimi ücretleri, en iyi şan hocası, şan dersi ücretleri, kadıköy şan dersi, kadıköy şan eğitimi, kadıköy şan kursu, istanbul şan eğitimi, istanbul şan dersi, istanbul şan kursu, kadıköy diksiyon dersi, kadıköy diksiyon kursu, kadıköy diksiyon eğitimi, erdem serhan şide, zeynep didem macit şide, şan eğitimi istanbul, şan eğitimi kadıköy, şan dersi istanbul, şan dersi kadıköy, şan kursu istanbul, şan kursu kadıköy, diksiyon dersi istanbul, diksiyon dersi kadıköy, diksiyon eğitimi istanbul, diksiyon eğitimi kadıköy, diksiyon kursu istanbul, diksiyon kursu kadıköy, güzel konuşma, güzel konuşma eğitimi, vokal koçu, vokal koçluğu, jazz vokal, caz vokal, scream vokal, brutal vokal, rock vokal, popüler şan eğitimi, çağdaş şan eğitimi, müzikal şarkıcılığı, müzik atölyesi, şan atölyesi, ses eğitimi merkezi, müzik merkezi
, solfej, solfej eğitimi, solfej dersi, kulak eğitimi, kulak dersi, armoni eğitimi, armoni dersi

0 Yorumlar

  • Hiçbir yorum bulunamadı.
        Captcha